1 Temmuz 2016 Cuma

ÇAYKARA ORTAOKULU-2



ÇAYKARA ORTAOKULU-2

Necati Ağıralioğlu

/resimler/2016-6/28/1930073350064.jpg

GİRİŞ
Bu başlıkla daha önce bir yazı hazırlanmış ve yazının devamının geleceği beyan edilmişti. O yazıda Çaykara Ortaokul ve ağırlıklı bir şekilde onunla özdeşleşmiş Müdürü İzzet Şahin üzerinde durulmuştu. Daha sonra bu okuldan 1959 ve 1960 yıllarında mezun olmuş 17 arkadaş Ankara toplanmıştı.  Bu toplantıya müdürümüzün iki kızı da katılmış.
Bu yazıda ise ağırlıklı olarak Çaykara Ortaokulunun ilk öğretime başladığı binanın yapılışı üzerinde durulmuştur. Yazıya geçmeden önce okula damgasını vurmuş İzzet Şahin için bazı bilgiler vermek istiyorum. 

ÇAYKARA ORTAOKUL MÜDÜRÜMÜZ İÇİN
1959 ve 1960 yıllarında Çaykara Ortaokulundan mezun olan bazı arkadaşlar Ankara´da Mayıs 2016´da toplanmışlar. Müdürümüz İzzet Şahin´in iki kızı da bu toplantıya katılmak üzere Ankara´ya gitmişler. Bu toplantıya aşağıda isimleri verilen 17 arkadaşımız katılmış.

Abdurrahim TERZİOĞLU (Kabataş)
Ahmet Cemal NİYAZOĞLU (Eğridere)
Ali Kemal ALKAN (Kabataş)
Altay İKİNCİ (Ataköy)
Atilla MİROĞLU (Ataköy)
Cevdet KARA (Hola)
Fahri ERDEM (Maraşlı)
İrfan BALÇIK (Maraşlı)
Kadriye ŞAHİN ŞEN (İ. Şahin´in kızı)
Kemal YEREKABAN (Soğanlı)
Mustafa YILDIRIM (Akdoğan)
Nusret BAKKALOĞLU (Ataköy)
Rıfkı DURGUN (Şahinkaya)
Sevgi ŞAHİN TÜREDİ (İ. Şahin´in kızı)
Süleyman ÇİLİNGİR
Talip ÇALIKOĞLU (Şahinkaya)
Zeki LİMAN (Ataköy).

Toplantıda hocamızı anmışlar, sohbet etmişler. Hocamızın İstanbul´da bulunan kabrini uygun bir zamanda ziyaret etmeye karar vermişler. Katılanların bir kısmının toplu fotoğrafı Şekil 1´de görülmektedir. Ben de uzaktan İstanbul´dan bu sohbete aşağıdaki şiir ile katılmak istemiştim.
MÜDÜRÜMÜZ İZZET ŞAHİN İÇİN
1. Bir İzzet müdür düştü
    Çaykara´nın şansına.
2. Ne elektrik ne su var
    Geldi bir dağ başına.
3. Geleni yazdı müdür
    Bakmadı hiç yaşına.
4. Öğrenci onu sayıp
    Hayrandı sunuşuna.
5. Sabah sınav sonucu
    Kalmaz iş çıkışına.
6. Nice gençleri soktu
    Eğitim Savaşı´na.
7. Hep önlerde katıldı
    Türkiye yarışına.
8. Ferdi bol ailenin
    Helal düştü aşına.
9. Hak ile katkı sundu
    Toplumun barışına.
10. Toplum da Aziz Müdür
      Yazdı mezar taşına.
                       Necati Ağıralioğlu


/resimler/2016-6/28/1935314293711.jpgŞekil 1 Ankara´da Mayıs 2016´da toplananların bir kısmı 

1914-1934 ARASI YÖREDE DURUM
Çaykara Ortaokulunun ilk eğitime başladığı bina başlangıçta ilkokul eğitimi için planlanmış ve 1931 yılında tamamlanmıştı.
 Bilindiği gibi Solaklı Vadisi, diğer Doğu Karadeniz yöreleri gibi 1. Dünya harbinden sonra 2 büyük felaket yaşamıştı.
Bunlardan birincisi 1914 yılı seferberlik ilanıdır. Bu seferberlikte askere giden 20-46 yaş arası hemen hemen bütün erkekler şehit olmuştur. Geri kalan az bir kısmı ise sakat bir şekilde geri dönebilmiştir.
Arkasından 1916 yılında bölgeyi Rusya işgal etmiştir. Bu işgalde halk hürriyetini kaybetmiş, pek çoğu evini- yurdunu terk ederek batıya göç etmiştir. Yollarda veya gittikleri yerlerde açlıktan, bulaşıcı hastalıklardan çoğu kırılmıştı. Bu arada pek çok ev Ruslar tarafından yakılmıştı.
Bu iki büyük felaketten sonra 1929´da Of Sel felaketi meydan gelmişti.  İnsanları ölen, evi yıkılan düzeni bozulan halkın bu sefer de bir kısım topraklarını sel almıştı. 1925´lerde yörede gıda ve özellikle zahire sıkıntısı yaşanmaya başlanmış ve meşhur sel felaketinden sonra bu kıtlık hat safhaya varmıştı. Devlet halkı göç ettirerek başka bölgelere yerleştirmiştir. Bu göçle ilgili bir paragrafı aşağıya aktarıyorum: 
“Felaketin hemen öncesinde açlık ve yokluk içinde bulunan Of-Sürmene halkı, böylesi bir tufanın ardından iyice perişan olmuştu. Trabzon Vilayeti´ nce yürütülen hasar tespit çalışmalarının Ankara´ya gönderilmesinin ardından yapılan incelemelerde bölge halkının tahliye edilmesi uygun görülmüş ve bu karar hemen uygulamaya konulmuştur. Bu kapsamda 1929 yılı Ağustos ayında başlayan tahliyeler, 1930´lu yılların ortalarına kadar devam etmiştir. İlk planda Rumlardan kalan boş ve güvenilir, yani sağlam evler tercih edilmiş, ardından Trabzon´un bir diğer kazası olan Maçka´ya ve o dönemde Gümüşhane´ye bağlı olan Bayburt kazasına nakiller yapılmıştır. Devlet eliyle yapılan bu göçlerde felaketzedeler, son olarak Erzurum, Samsun, Van gibi arazisi geniş, nüfusu az olan vilayetlere yönlendirilmiştir.
5-7 Temmuz 1929 tarihinde meydana gelen felaketin ardından ilk olarak, mübadele sonrasında Rumlardan kalan boş evler kullanılmıştır. Geçici bir çözüm mahiyetinde bulunan bu tedbirin ardından felaketzedeler kalıcı olarak yerleştirilecekleri mahallere sevk edilmiştir. Bu kapsamda sevk işlemlerine 1929 Aralık ayı itibarıyla başlanmıştır. Mesela Of felaketzedelerinden 375 haneden 1777 kişi ile ve Sürmene´den 193 haneden 989 nüfus Maçka´ya nakledilmiş ve çeşitli köylere yerleştirilmişlerdir. Daha önce Bayburt´a nakledilmesi planlanan 7389 kişinin ise Bayburt´ta boş hane bulunmamasından dolayı nakillerinin ilkbahara ertelendiği, Maçka´daki iskân muamelesi bittikten sonra boş hane ve arazi kaldığı takdirde Bayburt´a gönderilmesi düşünülenlerin bir kısmının da Maçka´da iskân edilecekleri Trabzon Vilayeti´ nin 7 Ocak 1930 tarih ve 277 nolu telgrafnamesinde bildirilmiştir.
 Bu şekilde başlayan iskân çalışmaları hız kesmeden devam etmiş, felaketzedeler kafileler halinde nakledilmiştir. Bu kapsamda Of ve Sürmene felaketzedelerinden olup Bayburt´ta iskânları düşünülen 724 haneden 4161 nüfusun Bayburt´a gönderildiği ve bunların iskânlarıyla Bayburt Kaymakamı´nın bizzat meşgul olduğu, Gümüşhane Vilayetinin 12 Nisan 1930 tarihli telgrafında bildirilmişti. Aynı süreçte felaketzedelerden bu defa da 251 hanede 981 nüfusun Maçka´ya sevk edildiği ve bu suretle şimdiye kadar yapılan sevkiyatın 1021 hanede 4615 nüfusa ulaştığı, 5 Nisan 1930 tarihli telgrafta gerekli mercilere bildirilmiştir. Maçka´ya gönderilen vatandaşlar 8 Ocak 1930 günü çektikleri telgrafla, kendilerine sahip çıkan hükümete teşekkür etmişlerdi.
Devletin himaye ve teşvikiyle yapılan nakillerde temel hedef, arazisi kalmayan ya da yeterli derecede araziye sahip olmayan Trabzon köylüsünün nefes almasını sağlamak, 1929 felaketinin izlerini olabildiğince sarmak ve gelecekte muhtemel böyle bir olayda can kaybını en aza indirmekti. Bu maksatla yürütülen çalışmalar sonucunda 1933 yılı içerisinde arazisi olmayan 2692 evde 9836 kişinin, 885 sayılı kanunun üçüncü maddesine göre toprağı bol ve verimli olan Van Gölü civarına gönderilip yerleştirilmeleri, Dâhiliye Vekilliği´nin 11 Ekim 1933 tarihli kararıyla kabul edilmişti.
 Trabzon, özellikle de Sürmene ve Of havalisinden yapılan göçler 1930´lu yıllar boyunca devam etmiştir. Mesela 1935 yılında Sürmene´nin Küçük Vizera köyünden 13 evde 60, Büyük Zimla köyünde 7 evde 45, Zavzaka köyünde 1 evde 7 ve Humurgan köyünde 2 evde 12 nüfus olmak üzere 23 evde 124 nüfus, toprakları olmadığı için geçim darlığı çektikleri anlaşıldığından yol paraları kendilerine ait olmak üzere Erzurum´a bağlı Tercan kazasında iskân edilmişti.
Ertesi yıl Of, Rize, Sürmene, Trabzon halkından 69 evde 419 nüfus, topraklarının darlığından ötürü kendi istekleriyle Samsun Vilayeti ´ne bağlı Sinemetaş köyüne yerleştirilmişti.” (Başkaya, 2015). 

 Bu üç felaketten önce bölge halkı köyleri ile yaylaları arasında yarı göçebe hayatı yaşamış ve hayvancılıkla geçinmişlerdi. Bu arada bazıları her yıl Rusya´ya ve bölge dışına gurbete giderek para kazanmış ve dönüşlerinde bu paralarla konak gibi büyük ve tarihi evler yapmışlardı. 

ÇAYKARA ORTAOKULU İLK BİNASI
1929 yılında meydana gelen ve halkın Büyük Tufan dediği sel felaketi, Solaklı vadisindeki Hadi Pazarı, Çaykara ve Dernekpazarı gibi bütün yerleşim yerlerini sular altında bırakmış ve binaların çoğunu yıkmıştır. Çaykara´da sadece nispeten yüksek yerlerdeki birkaç bina ayakta kalmıştı. Çaykara´da halk tarafından bir ilkokul binası yapılmak istenmiş, bunun için merkezde taşkınlara karşı güvenli bir arsa aranmış, fakat bulunamamıştı. Nihayet Kadohor Köyünde (Işıklı Mahallesi) maddi durumu iyi olan ve Bayburt´ta da arazileri bulunan köyün ileri gelenlerinden Yusuf Ağa ( Hacıhasanoğlu) Çaykara merkezinden oldukça yüksekte, yaklaşık 400 metre kotunda, tepe üstündeki geniş bir tarlasını okul yapılması için hediye etmiştir. Okul binası halk tarafından yapılmıştır.
Arsa temininden sonra inşaat işi malzeme temini hariç, ihale ediliyor. 280 metre rakımındaki çarşı ile arsa yeri arasında araba yolu olmadığı için bütün inşaat malzemelerinin insan sırtında taşınması gerekiyor. Bu zor iş için nispeten yakın olan Eğridere, Işıklı, Kabataş, Yeşilalan ve Taşören gibi köylerin muhtarlarından yardım isteniyor. Ayrıca bütün köylerdeki her haneden ya 3 TL para verme şartı veya kereste getirme şartı aranıyor. 1930 yılında 1 kilogram dana etinin fiyatı 32 kuruştur. Fakat o dönemde her hanenin 3 TL vermesi pek kolay değil. Pek çok hane kereste getirmeyi tercih ediyor.
Para veya keresteden başka her muhtarlığın belli sayıda köşe taşı sağlaması gerekir.
Keresteler erkekler tarafından omuzlarda; kum ve çakıl ise 1,0-1,5 kilometre mesafede ve arsadan 1,50 metre aşağıda olan Solaklı ve Yeşilalan derelerinden kadınlar tarafından; taşlar da ip veya sepetlerle yine kadınlar tarafından sırtlarda taşınarak büyük meşakkatlerle inşaat yerine getiriliyor. Binanın inşaat malzemelerinin taşınmasında erkeklerden daha çok kadınların emeği geçmiştir. Bununla birlikte yeri köylere uzak olduğu için ve henüz kadınların okutulması görenek haline gelmediği için bu binada verilen ilkokul eğitim hizmetinden bölge kadınları pek fazla faydalanamıyor.
Okul yapısı doğu- batı doğrultusunda dikdörtgen şeklinde uzanmış bir plan üzerine kuruludur. Bina 2,0-2,5 metre yüksekliğindeki bir bahçe katı üzerine kurulmuş ve normal 1 kattan ibarettir. Binaya güney cephesinden iki taraftan yükselen 8-10 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır (Şekil 2).

/resimler/2016-6/28/1940452112368.jpgŞekil 2 Çaykara eski ortaokul binası, çarşıdan gelişte giriş merdiveni. 

Geniş bir holü ve koridoru vardı. İçine 5 sınıf ve birkaç idare odası yerleştirilmişti. Tuvaletler bahçede yapılmıştı. Bütün duvarlar taş ile örülmüş, daha sonra sıvanmıştı. Döşemeler betonarme olmakla birlikte yerler ahşap tahtalarla kaplanmıştı. Binanın dış cephelerine ahşap doğramalı geniş pencereler konmuştu  (Şekil 3).

/resimler/2016-6/28/1942436802158.jpgŞekil 3 Çaykara eski ortaokul binası, ön cepheden görünüş 

Okulun Güney tarafı ön bahçe, kuzey tarafı arka bahçesidir. Ön bahçe yörede pek rastlanmayan ve dışarıdan getirilip dikildiği tahmin edilen akasya ağaçları ile süslenmişti.
Okul inşaatı 1931 yılında tamamlanıyor. Okulun arka cephesinde pencerelerin üst hizasında, orta yerde sıva kabartması şeklinde 1931 yazısı hala okunabilmektedir (Şekil 4). Binada 1932 yılında ilkokul eğitimi başlamıştı (Ağıralioğlu, 2004).
Arsayı temin eden ve bu bina yapımında emeği geçen kadın ve erkek herkesi minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz.

/resimler/2016-6/28/1944123210171.jpgŞekil 4 Çaykara eski ortaokul binası, arka cepheden görünüş. 

 Bölgede o dönemlerde böyle büyük ve ağır işler genellikle halkın dayanışması ve yardımlaşması ile gerçekleştirilebiliyor. 1955 yıllarında Eğridere Köyü merkez camii minaresinden haftada en az iki defa, genellikle Salı ve Cuma günleri, şöyle bir ses duyduğumu hatırlıyorum. 

“ Haydi Paçan Camiinin kumuna!” 
Halkın nazarında Paçan Camiinin ayrı bir yeri vardır. İlanı duyanlar bu hayırlı işi için işlerini bırakır, kum taşıma işine koşarlardı. Böylece insanlar ve özellikle kadınlar Solaklı Deresinden alacakları 25-30 kilogramlık kum çuvalını en az 2 kilometre uzunluğundaki patikalardan taşıyarak Paçan Camii inşaatına götürürlerdi. Halk tarafından yapılan bu camii 1957 yılında tamamlanmıştı.
Solaklı Vadisinde İslamiyet´in yayılmasında etkili olan ve yörede derin izler bırakan Saçaklızade Osman Efendi Paçan (Maraşlı) Köyünde vefat etmiş ve köy cami önünde türbesi yapılmıştır (Şekil 5). Türbenin ayakucundaki mermere aşağıdaki şiir kazınmıştır (Albayrak, 1990). 

“Of´a İmanı İslam´ı getirdi
Kemalin menbaı Maraşlı Osman
Ne kutsi kudrete malikti hayret,
Boyun eğmişti bir görmede ruhban
Dokuz yüz altmış idi hicri yıllar
Onu rahmetlere gark etti Rahman”
                                                           Mustafa Cansız 

/resimler/2016-6/28/1947226963892.jpgŞekil 5 Maraşlı Köyü Camii önündeki Saçakzade Osman Efendi türbesi. 

ÇAYKARA´DA ORTAÖĞRETİMDE SON GELİŞMELER
 1952-1963 yılları arasında ortaokul olarak kullanılan bina 1963 yılında ortaokul ihtiyacını karşılayamaz hale gelince ortaokul eski hükümet konağına taşınıyor ve boşalan bina pansiyon olarak kullanılmaya başlıyor.
Eski hükümet konağı zamanla ortaokul ihtiyacını karşılayamayınca bazı sınıflar özel şahıslardan kiralanan yerlere, bazıları baraklara yerleştirilmişti. Bu sırada ilçede bir ortaokul binası yapılması için günün idarecileri ve halk tarafından girişimlerde bunulmuş.
Ardından 1968 yılında 12 derslikli yeni bir ortaokul binası yapımına başlanmıştı. Yapım halinde olan binaya bir kat daha ilave edildi. Okul 18 Ekim 1969 tarihinde bu yeni yapılan binaya taşınmış. Yeni binanın arsası kamulaştırma yolu ile satın alınmış, binası devlet yatırımı ile yapılmıştır.
 1971 yılında ilçede lise açılmıştır. Mevcut okul, ortaokulu da bünyesine alarak Çaykara Lisesi adı ile 6 yıllık bir genel lise haline getirilmişti.
 18.07.1974 tarihinde okulun adı Çaykara İnönü Lisesi olmuştur.
1978 yılında aynı binada Çaykara Ticaret Lisesi açıldı.
1996-1997 eğitim-öğretim ders yılında okul İnönü Lisesi ile Ticaret lisesinin birleşmesiyle Çaykara Çok programlı Lisesi adını aldı.
1996-1997 öğretim yılında okulun orta kısmı Merkez Zeki Bilgi İlköğretim Okuluna taşındı. Okul genel lise ve muhasebe bölümleri ile öğretimine devam etti (Özkurt, 2002).
2016 yılına göre İlçede 1 Çok Programlı Lise, 1 Sağlık Meslek Lisesi ve 1 İmam-Hatip Lisesi olmak üzere 3 ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. 

ÇAYKARA ORTAOKULU İLK YILLARI
İlçede ilk defa 1952-1953 öğretim yılında ortaokul açıldı ve eğitim yukarıda bahsedilen binada başladı. Oradaki ilkokul çarşıda halkevi olarak yapılan binaya taşındı. Böylece bu bina yapılışından itibaren 21 yıl ilkokul olarak yöreye hizmet vermiştir.
Ortaokulun ilk açıldığı yıllarda 11 yaşından 17 yaşına kadar çeşitli yaşlarda öğrenciler okula kaydedildi. İlkokulu bitiren öğrenciye bir kravat bir ay-yıldızlı şapka alınca okula başlanabiliyordu. Uzun yıllar okulda bir müdür ile bir de asli öğretmen görev aldı. Bazı derslere ilkokul hocaları yedek öğretmen olarak görevlendirilirdi. Derslerin büyük bir kısmı boş geçiyordu. Mesela 1957-58 öğretim yılında birinci sınıfta karnelerde 13 ders adı olduğu halde biz 5 ders okuyarak sınıfı geçmiştik. Bunlar Türkçe, Matematik, Fransızca, Tabiat Bilgisi ve Coğrafya dersleriydi. İkinci e üçüncü sınıflarda da durum aynıydı. Üç yıl boyunca bize hiçbir ödev verildiğini hatırlamıyorum. Okulun kitaplığı, hatta kitaplığa koyacak kitapları yoktu. Harita gibi ders aletleri yoktu. Laboratuvar ve laboratuvar aletleri hiç görmedik. Evlerimizde bize derslerimizde yardım edecek hemen hemen ortaokulu bitirmiş hiç kimse yoktu. Solaklı vadisinde hiçbir köyde elektrik ve araba yolu yoktu.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen ortaokulun açılması ilçenin kaderini değiştirecek potansiyele sahipti. Fakat ne yazık ki kızlar okula kaydolmuyordu. Aslında okul inşaatının gerçekleşmesinde en büyük emek kadınların olduğu halde kadınlar okuldan faydalanamıyordu. Çünkü okul hemen hemen bütün köylere çok uzaktı. Bir de henüz kızları ilkokuldan sonra okutma göreneği başlamamıştı.
Belki de bunun için o dönemde 13-15 yaşlarındaki kızlar okul özlemlerini ve okuyan erkek yaşıtlarına sevgilerini aşağıda iki örneği verilen türkülerle ifade etmişlerdir.

Karşıda ortaokul
Yarim orda okuyor
 Derslerini bitirdi
İmtihanlar veriyor.
xxx
Şapkanın tereğinde
Vardır ay ile yıldız
Seni bana vermeyen
Ne domuzdur ne domuz. 

SONUÇ
Yazı iyice uzadı. Yine Ortaokul dönemi kıyafetlerimiz, öğlen yemeklerimiz, yaya yürüme mesafelerimiz, ders çalışmalarımız, oyunlarımız, yollardaki şakalarımıza sıra gelmedi. Kısaca toplumun bir kesiti olan o dönemlerin ortaokul öğrenci profiline hiç giremedik.
21. Yüzyılda okullarımızda artık arşivler, kitaplıklar, ders aletleri, kitaplar, sözlükler, tabletler gibi müracaat kaynakları, basit de olsa atölyeler ve laboratuvarlar için kaynak ayrılıyor ve bunları gerçekleştirmek ve korumak için sistemler geliştiriliyordur diye ümit ediyorum.
Havalı ve güneşli bir yerde bulunan ve sağlam bir zemin üzerine oturan eski ortaokul binası ne yazık ki çürümeye ve yıkılmaya terkedilmiştir. Araba yolu bağlantısı vardır. Bulunduğu yerde sel ve toprak kayması tehlikesi yoktur. Rutubeti az ve havadar bu mekan, eğitim veya sağlık birimi maksadıyla değerlendirilebilir. Taştan yapılmış ve taşıma sistemi sağlam olan eski ortaokul binasının onarılarak iyi bir şekilde değerlendirilmesi dileği ile yazıyı noktalayalım. 

KAYNAKLAR
Ağıralioğlu, Necati, Çaykara Eğitiminde Bir Köşe Taşı: Ortaokul Binası, Çaykaralılar Haber, Yorum, Kültür ve Sanat Dergisi, Yıl: 13, sayı:18, sayfa 4-7, Haziran 2004.
Albayrak, Haşim,  Of ve Çaykara, 2. Baskı,  Ferşat Yayınevi,  İstanbul, 1990.
Başkaya, Muzaffer, 1929 Of- Sürmene Felaketi ve Bölgeye Etkileri, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, (18): 177-196, 2015.
Özkurt, Arif Sami, Çaykara Çok Programlı Lisesi Dergisi, Sayı:1, Yıl:1, 1 Haziran 2002.