28 Ocak 2018 Pazar

ALMANYA’DAN MEKTUP VAR


Amcam Hasan Ağıralioğlu’nun 15 Temmuz 1971 tarihli mektubundan:



1.       Askerliğini yaptın,
Vazifeni bitirdin,
İstanbul’a da geldin,
İnşallah güle güle.

2.       Tahsilini bitirdin,
Şimdi asistan oldun,
Am(u) canı unuttun,
Niçin yaparsın böyle.

3.      Niye mektup yazmazsın
Sorsan bir mühendissin,
Sevgili yeğenimsin,
Derdini bana söyle.

4.       Haber ver İstanbul’dan
Biraz olsun Kemal’den
Biraz da sağdan soldan,
            Azıcık zahmet eyle.

5.       Aldı sana efkarlık ,
Böyledir bu bekârlık
 Az gelir sana aylık,
Vergi kesintisiyle.

6.       Memnun musun işinden,
Teknik Üniversitesinden
Usanmışsın dersinden
 İlla da korku ile.

7.       Ayrıldık Trabzon’dan
Hiç çıkmıyor aklımdan,
            Çömlekçi Limanından
Yollandık İstanbul’a.

8.      Ettin bu işe gayret,
Verdin bana cesaret,
Sonu geldi selamet,
Sabredersek ne ala .

9.      Aldı bana gariplik,
Çok fenadır hasretlik,
Epeyi gayret ettik,
Sonu hayırlı ola.

10.  Mektubunu beklerim,
 Suç kusur af ederim,
Çok sevgili yeğenim,
 Biraz bak sağa sola.

11.   Buradan ötesini
Hiç duymadım sesini,
Bilmem ki adresini
Yazsam sana pusula.

12.  Kimse duymaz ezanı,
Sorarız cami hani,
 Vurur kilise çanı,
 Karıştık Almanlara.

13.  Olmaz gavura minnet,
 Bu işte yok bereket,
En sonunda memleket
Ne zaman geleceğim.

14.  Memleket garipliği,
İnsanlar hasretliği,
Bu namert gurbetliği,
 Nasıl bitireceğim.

15.  Eğer sorarsan beni,
            Bu işin en yakını,
Bütün evin halkını,
Ne zaman göreceğim.


.

22 Ocak 2018 Pazartesi

AFRİN HAREKÂTININ HATIRLATTIĞI

AFRİN HAREKÂTININ HATIRLATTIĞI
Necati Ağıralioğlu
1998 yılında Mustafa Şaşal ile birlikte bir kongreye bildiri sunmak, nehir taşımacılığı örneklerini yerinde görmek ve bazı fizibilite raporları toplamak üzere yaz ayında ABD’ye gittik. O yıllarda Sakarya Nehri ve İzmit Körfezinde gemi taşımacılığını incelemek ve bir ön proje hazırlamak üzere Sakarya Valiliğinden bir araştırma projesi almıştık.
Oregon Eyaletinde, Seattle’daki kongreye bildirimizi sunduk. Oradaki Washington Üniversitesinde gerekli incelemelerimizi yaptık. Daha sonra güneye, nehriler bölgesine geçtik. Rahat seyahat edebilmemiz için önce bir araba kiraladık. Seyahat sırasında bazı kütüphaneleri taradıktan sonra Mississippi, Tennessee nehirlerini inceledik, bazı gemi geçitlerinin fotoğraflarını çektik. Menfis’te nehir gemileri ile yapılan bir tura katıldık. Bir Cuma günü Menfis’te Cuma namazına gitmek için cami (orada mescit diyorlar) yerini sorduk. Üniversitenin hemen bitişiğinde yan yana üç müstakil binanın her birinin cami, kilise ve havra olarak kullanıldığını öğrendik.
 Mescide vaktinden biraz önce vardık. Prof. Dr. Fevzi Samuk ile birlikte İngilizce ve Türkçe hazırladığımız “Kuran-ı Kerim’e Göre Meryemoğlu Mesih Hazreti İsa” adlı kitapçıktan bir tane mescit yönetimine bıraktık. O ülkede üniversite mescitlerini daha çok Arap ülkelerinden gelen öğrenciler ile yerli Müslümanlar yönetir. Daha sonra camiye girdik.
Hutbeye, Suriyeli olduğunu tahmin ettiğimiz, 30 yaşlarında kara sakallı birisi çıktı.  Doğrudan konusuna girdi. Bize bakarak Türkiye tarafından Hatay, Adana gibi şehirlerin ve etraflarındaki toprakların işgal edildiğini söyledi. Türkiye’ye hakaretler savurdu. Toros Dağlarına kadar, hatta Isparta’ya kadar olan yerlerin Büyük Suriye’nin toprakları olduğunu, onları alacaklarını öfkeli ve saldırgan bir tarzda beyan etti. Hutbeye bu minval üzere devam etti.
Yanımdaki Mustafa: “ Hocam Türkiye’ye ve dolayısıyla bize hakaret ediyor. Camiden çıkalım mı? diye sordu.
Ben de: “Caminin bu aktivistin kendisinin malı olmadığını, burayı terletmememiz gerektiğini” söyledim.  Namazımızı kıldık ve oradan ayrıldık.
Ardından eyaletlerdeki incelemelerimize devam ettik. Daha sonra Vicksburg’daki Amerikan Askeri Mühendislik Merkezini ziyaret ettik. Orada da başka bir durumla karşılaştık. Seyahatin o kısmı ayrı bir yazı olacak nitelikte.

Yurda dönünce konuyu biraz inceledim. Suriye’nin son 60 yılda Türkiye’nin bütün çalışmalarını engellemeye çalıştığını, bu arada Fırat ve Dicle nehirleri suları için Türkiye, Irak ve Suriye devletlerinin bütün uzlaşma girişimlerini sabote ettiğini öğrendim. Ayrıca Türkiye topraklarından Hatay, Adana ve diğer bazı şehirleri ve hatta Kıbrıs’ı içine alan ve Toroslara kadar uzanan Büyük Suriye İmparatorluğu haritalarının hazırlanıp basına servis edildiğini gördüm.