ÇAYKARA'DA BİR
KAYMAKAM VE SÖZLÜ KÜLTÜR-I
Necati AĞIRALİOĞLU
Necati AĞIRALİOĞLU

Şekil-2 Bir Eski Çaykara fotoğrafı
İlkokul 3. Sınıfta okurken bir Salı günü Eğridere’den
Çaykara’ya gitmiş ve yeni ilçenin en büyük mülki amiri kaymakam Özer Türk'ü
görmüştüm. O dönemde çok kalabalık olan ve adeta yürümekte zorlanılan Çaykara’nın
sokaklarında Özer Türk kalabalık içinde yürürken sanki halk ilkokul öğrencileri,
yanlarında yürüyen kaymakam ise onların öğretmeni gibi göründü bana (Şekil-1) . Kaymakam 190 cm boyunda
cüsseli ve gerçekten heybetli bir insan. Kaymakamdan etkilendim. Eve geldiğimde
kaymakamı gördüğümü ve büyüyünce kaymakam olacağımı annemlere söyledim.
Mayıs ayında Kaymakam Özer Türk, kır atı ile bizim Kukula
suyundaki komlara çıkageldi. O yıllarda Çaykara birkaç yıllık yeni ilçe. Hiçbir
köyünde, hatta ilçe merkezinde bile elektrik yok. Hiçbir köyünde araba yolu yok
(Şekil-2). Kaymakamlığın tek ulaşım
aracı at. 1400 metre kotundaki bulunduğumuz yere çok yakın bir çayır için
açılan meni müdahale davasında kaymakam keşfe geldi. Buranın yolları bozuk ve çok
eğimli. Kaymakam keşif için 100 metre mesafedeki düzlüğe gidince atın etrafında
toplanan biz çocuklar atı ve bakıcısını seyre daldık. At çok iyi bakılmış, Fransızca
eğitilmiş, viy ( evet) gibi komutlarla yönetiliyor ve bakıcısı tarafından kesme
şekerle besleniyordu. Biz çocukların o yıllarda şekere erişmesi pek kolay değil.
Bu durumu hayretle seyrediyoruz. Hatta evlerimize ayda 1-2 kilo kesme şeker
zor alınabilmektedir.

Şekil-1 1955-1956 yıllarında Çaykara’da Kaymakam olan Özer Türk
1955 yılında İlkokul 4. Sınıfa geçtim. Evimizden babam ve üç
amcam iş tutma veya askerlik dolayısıyla bölge dışında bulunduklarından bir
önceki yaz koyunları ben güttüm. Kışın koyunlara köyde yengemler bakıyor. Köy
okulları tatile girmiş ve komlara çıktık. Bu dönemde sürümde 23 büyük koyun, 14
kuzum var. Ayrıca Toros isminde kocaman bir çoban köpeğim var. O kaymakamdan o
kadar etkilendim ki beyaz yüzlü, beyaz yünlü uzun bacaklı en güzel kuzuma
kaymakam adını verdim.
1960 yılının yazında, Van’ın Özalp İlçesinde ilkokul binası
inşaatı müteahhitliği alan amcamlar ve akrabalarım oraya çalışmaya giderler.
Orada görevli olan Kaymakam Özer Türk, bizimkilerin Çaykaralı olduğunu duyunca
onları yanına çağırmış. Çaykara insanının sözlü kültürünün ne kadar yüksek
olduğunu belirterek Çaykaralı insanları övmüş. Çaykaralıların hazır cevap söz
ustalıklarından, anında türkü (şarkı) söylemelerinden çok etkilendiğini beyan
etmiş. Kaymakam çok doğru bir tespitte bulunmuştur. Bir bölgeye dışarıdan gelen
bir insanın farklılıkları fark etmesi ve anlaması içinde yaşayan insanlara göre
daha kolaydır. (Yazı devamı edecek).