Necati AĞIRALİOĞLU
1.GİRİŞ
Çaykara’da mahalle nüfusları 1970’den beri
göçlerden dolayı azalırken özellikle 2000 yılından sonra ilçenin yazlık olarak
kullanılması giderek yaygınlaşıyor. Bunun sonucunda mahalle nüfusları yazın
geçici olarak artıyor. Yüksek mahalleler, mezralar ve yaylalarda nüfus tam
tükenme noktasına gelmişken, buralar birden yazlık ve turistik mekânlar haline
gelmiş bulunuyor. Bu mekânlarda bazı yeni imar alanları açıldı ve barınma ve
konaklama tesisleri yapılıyor. Bu yüksek yerlerde yapılan bazı tesisler ve
insan faaliyetleri çığ felaketi açısından yüksek bir tehlike altındadır. Genel
açıdan bu felaketi açıklamak, zararlarını belirtmek, ondan korunmak ve ilçe
yönünden gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak için bu yazı hazırlanmıştır.
2. ÇIĞ FELAKETİ
Çığ düşmesi; deprem, sel, toprak kayması, yanardağ
patlaması gibi sonu büyük felaketlere yol açabilecek doğal afetlerden biridir.
Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli,
dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan
kar kütlesinin harekete başlaması ve yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması
olarak tanımlanır.
Kısaca çığ, bir kar, buz ve kaya kütlesinin dağın yamacından hızla aşağıya düşmesidir.
Şekil 1’de
görüldüğü gibi çığ alanı üç bölgeye ayrılabilir: 1. Başlangıç bölgesi, 2.
Akma hattı, 3. Durma bölgesi.
Şekil 1 Çığ alanı bölgeleri
3. ÇIĞIN SEBEPLERİ
Çığın meydana gelme sebepleri aşağıda
sıralanmıştır.
1.Yoğun kar yağışı: Bu durum önceden yağmış olan kar yığınlarına
ek bir ağırlık yükler.
2. Dik eğimler: Çığ daha çok 30 derece ve daha
dik eğimlerde meydana gelir.
3. Ağaçların kaldırılması: Ağaçlar çığın
oluşmasına ve aşağıya yuvarlanmasına engel olur.
Ağaçların
kesilmesi çığ kütlelerinin yamaçtan aşağıya yuvarlanmasına sebep olur.
4. Sıcaklık yükselmesi: Ani sıcaklık yükselmesi
ve ona bağlı olarak karların erimesi, ilkbaharda çığa sebep olur.
5. Yoğun yağmur: Şiddetli ve yoğun yağmur yamacı ıslatarak kaygan hale
getirir ve çığ oluşmasını tetikler.
6. İnsan Faaliyetleri: Kayak gibi kış sporları
çığ oluşmasını tetikleyebilir.
Çığ meydana gelme riskini belirlemek için daha ayrıntılı bazı ölçüler tespit edilmiştir. Bunlar Tablo
1’ de gösterilmiştir. Bunlar 4 grupta incelenebilir: 1. Yağış durumu, 2.
Sıcaklık Durumu, 3. Rüzgar durumu, 4. Gökyüzü Örtüsü. Tabloda çığ risk durumu,
1. Büyük risk, 2. Belirsiz risk ve 3. Az risk şeklinde gruplanmıştır. Belirlemede
kullanılan bazı değerler tabloda gösterilmiştir.
Tablo 1
Çığ riski belirleme parametreleri
1.
YAĞIŞ
|
|
Göstergeler
|
Büyük risk
|
Belirsiz risk
|
Az risk
|
Yeni Kar miktarı
|
24
saatte 30 cm veya daha fazla
|
24
saatte 30 cm’den az
|
Yeni
kar yağışı yok
|
Kar yığılma hızı
|
6
saat sürede 2,5 cm/saatten fazla
|
2,5
cm/saatten az
|
Yeni
kar yağışı yok
|
Fırtına gidişatı
|
Soğuk
başlar, ılık biter
|
Ilık
başlar, soğuk biter
|
Sıcaklık
-7 derecelerde.
|
Yağmur
|
Yağmur
var
|
Yağmur
yok
|
Yağmur
yok
|
2. SICAKLIK
|
Artan sıcaklıklar
|
Sıcaklık
12 saatte eksi derecelerden başlayarak 8 dereceden fazla artar
|
Sıcaklık
12 saatte 8 dereceden daha az artar
|
Sıcaklık
günlerce yavaş artar, fakat donma derecesinin üstüne çıkmaz.
|
Azalan sıcaklıklar
|
-
|
Sıcaklık
-10 ile -4 derce arasında kalır
|
Daha
düşük sıcaklıklarda bir artış olur.
|
Yağmur/ kar seviyesi
|
Çığ
başlama noktasında veya daha fazla
|
Çığ
başlama seviyesi altında
|
Sıcaklıklar
bütün çığ noktasının oldukça altında
|
Ilık sıcaklıklar
|
24
saatten fazla çığ başlama seviyesi, donma noktasının üstünde
|
12-24
saat kadar çığ başlama seviyesi, donma noktasının üstünde
|
-
|
Soğuk sıcaklıklar
|
Uzun
süre -10 derecenin altında
|
Sıcaklıklar
-4 ile -10 arasında kalıyor.
|
-
|
3. RÜZGÂR
|
Rüzgâr hızı
|
9-27
m/s
|
9
m/s’den az
|
Hafif,
7 m/s’den az
|
Rüzgâr yönü
|
Sabit
|
Değişişken
|
Değişken
|
4. GÖKYÜZÜ ÖRTÜSÜ ve GÜNEŞ IŞINMASI
|
Gece gökyüzü örtüsü
|
Gökyüzü
açık ve sıcaklık -7 dereceden az.
|
Bulutlu,
Parçalı bulutlu, ılık sıcaklık.
|
-
|
Gündüz gökyüzü örtüsü
|
Gökyüzü
açık veya parçalı ince bulutlar var
|
İnce
tabaka
|
-
|
|
|
|
|
|
|
4. DÜNYANIN EN BÜYÜK
ÇIĞ FELAKETLERİ
Çığ
düşmesi felaketiyle tarihin birçok döneminde birçok ülkenin insanı hayatını
kaybetmiştir.
Dünyada en çok ölüm olan 5 çığ felaketinin yeri ve yılı Tablo 2'de gösterilmiştir.
Tablo 2 Dünyada en çok ölü olan çığ felaketleri
Ölü sayısı
|
Yeri
|
Yılı
|
20,000
|
Peru
|
1970
|
10,000
|
İtalya
|
1916
|
4,000
|
Peru
|
1962
|
310
|
Afganistan
|
2015
|
265
|
Avusturya-İsviçre
|
1951
|
Dört yıl önce (2012) Pakistan'ın Himalaya bölgesinde meydana gelen çığ felaketinde 138 kişi ölmüştü (Şekil 2 ).
Şekil 2 2012 Pakistan çığfelaketinden bir görüntü
5. TÜRKİYE’DE
ÇIĞ FELAKETLERİ
Türkiye’nin özellikle kuzey-kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde, çığ olayına
uygun topografik ve meteorolojik şartlara sahip dağlık alanlar mevcuttur.
Ortalama yüksekliği 1000 m’yi geçen ve çığ oluşumuna uygun alanların yüzölçümü
bu bölgeler içinde çok yüksek bir yüzdeye sahiptir. Dağlık alanların, Türkiye
yüzölçümünün yaklaşık 1/3’ünü oluşturduğu düşünülürse, çığ olayının meydana
geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaşılır. Bu bölgelerde
meydana gelen çığlar, yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer
bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine
etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır.
İller esas alınarak 1900-2013
yılları arasında Türkiye’de meydana gelen çığ sayıları ve ölü sayıları Şekil 3’ da gösterilmiştir. Şekilden
çığ felaketinde ölenlerin en çok olduğu ilin 30-60 kişi ile Trabzon ve Bayburt
sınırında olduğu görülmektedir.
Şekil 3 Türkiye’de çığ afet
haritası (Çığda ölenlerin sayısı ve çığ olay sayısı)
Türkiye'de en büyük çığ felaketi, 1993 yılında Bayburt Üzengili'de (Aşkanas) meydana gelen ve 59 kişinin ölümüne sebep olan olaydır.
157 çığ düşmesi olayı sonucu 443 kişinin hayatını kaybettiği
1992 yılı ülkemizin en fazla kayıp yaşadığı yıl olarak kayıtlara geçti. 1976
yılında 23 olayda 261 kişi, 1993 yılında da 60 olayda 133 kişi hayatını
kaybetti. En fazla çığ düşmesi olayı ise 159 olay ile 2007 yılında yaşandı.
Özellikle 2000'li yıllardan sonra olay sayısında yaşanan artış dikkat çekiyor. 2006'da 104,
2008'de ise 144 çığ tespit edilmiştir.
2009 yılında Trabzon
Zigana Dağında meydana gelen çığ felaketinde 10 dağcı vefat etmişti (Şekil 4).
Şekil 4 25 Ocak 2009 Zigana Dağında meydana gelen çığda 17 dağcıdan 10’u vefat etti.
2016
yılında Van’da meydan gelen çığ yığınlarının kaldırılma çalışmaları Şekil 5’de gösterilmiştir.
Şekil 5 Van’da yola düşen bir çığ kütlesinin temizlenme çalışmaları, 12 Nisan 2016
6. ÇAYKARADA ÇIĞ FELAKETLERİ
Çaykara’da sel ve toprak kayması gibi bazen çığ
felaketi de yaşanmaktadır.
Çaykara 574 kilometrekare yüz ölçümü ile Trabzon’un
Maçka’dan sonra en geniş ikinci ilçesidir. Bununla birlikte Çaykara Trabzon
ilinin en yüksek ve en dik arazilerine sahiptir.Çaykara’da 1000 metreden yüksek yerlerde topoğrafya ve bitki örtüsüne bağlı olarak kış aylarında çığ meydana gelebilmektedir. Özellikle Uzungöl Vadisi ve Karaçam Vadisi ilçenin çığ açısından en tehlikeli yerleridir.
Geçmişte kar yığınlarının bol olduğu ve özellikle
kar erime mevsimlerinde bölgenin yüksek yerleşim yerlerinde pek çok çığ düşmesi
olmuş, bu çığlar sebebiyle zaman zaman evler yıkılmış ve yolcu olan, yük
taşıyan, odun toplayan insanlar bazen yük hayvanları ile birlikte çığ altında
kalarak ölmüştür. Fakat bunların çoğu o zamanlar iletim ve haberleşme imkânsızlığı
yüzünden basına intikal etmemiştir.
1950-1960
yılları arasındaki çocukluk yıllarımda Çaykara’da yaşanan bazı çığ hadiselerini
hatırlıyorum. Bir ilkbahar günü komlara çıktığımızda Ali Amcanın Eğridere -
Kukula Suyu’nda bulunan komunun çığ yüzünden yerinde yeller estiğini gördüm.
Demirkapı ‘da bir yaz yaylaya çıktığımızda Mustafa Amcanın oldukça yeni olan
evinin yerinde olmadığını gördük. Demirkapı’da evinin biraz uzağında, çığ
yatağında sahibi tarafından yeni yaptırılan dükkan ve daha yukarısında yapılan
ev ancak bir iki yıl ömürlü olmuş ve meydana gelen çığ ile yıkılmışlardı.
Demirkapı’da Zarife isimli bir kızın bir grupla birlikte iş için Derindere’ye
gittiği gün, çığ ve taş düşmesi sonucu öldüğünü annesinin ağıtlarından ve
babaannemle yaptığı sohbetlerinden hatırlıyorum.
Çaykara’da en son 2015 yılında meydan gelen
çığ felaketinden bir resim Şekil 6’da
gösterilmiştir.
Şekil 6 Çaykara’da çığ felaketi (10 Ocak 2015, 5
kişi öldü, Kavlatan mevkii )
7. ALINABİLECEK GENEL TEDBİRLER
Çığ
tehlikesine karşı alınabilecek tedbirler fertlerin alabileceği ve kurumların
alabileceği tedbirler şeklinde sınıflandırılabilir. Ayrıca çığ oluşmasını
önlemek ve çığdan korunmak şeklinde de gruplandırma mümkündür.
Kurumların
alabileceği tedbirler şöyle sıralanabilir.
1. Eğimin çok bulunduğu yerler yeterince
ağaçlandırılmalıdır.
2. Çığ olma olasılığı kuvvetli
olan yerlerde perdeleme yapılmalıdır.
3. Kış sporları çığ
alanlarından uzak yerlerde yapılmalıdır.
4. Çığ bölgelerinden
geçerken gürültü çıkarılmamalıdır.
5. Kara ve demir yolu
ulaşımı çığ alanlarının uzağında yapılmalıdır.
6. Yerleşim yerleri
çığ alanından uzaklara konmalıdır.
Ayrıca kurumlar tarafından,
1. Çığ Tehlike Haritaları hazırlamak, 2. Çığ Risk Haritaları hazırlamak, 3. Çığ
Afeti Zararların Azaltma Çalışmaları yapmak, 4. Çığ Tahmin ve Erken Uyarı
Sistemleri kurmak gibi uzmanlık çalışmaları yapmaktadırlar.
Çığların önlenmesi için çığın başlangıç bölgesinde, akma ve durma bölgelerinde
alınabilecek tedbirler birbirinden farklıdır.
Başlangıç
bölgesinde uygulanabilen tedbirler, 1. Teraslama, 2. Yeniden Ağaçlandırma 3. Şaşırtmacalı
Kazıklar, 4. Tripod (Üçayak), 5. Kar Çitleri, 6. Kar Ağları, 7. Kar (Rüzgâr)
Perdeleri, 8. Rüzgâr Çatılarıdır.
Akma ve durma bölgelerinde
uygulanabilen tedbirler ise, 1. Saptırma Duvarları, 2. Durdurma Duvarları, 3. Çığ
Barajları, 4. Mahmuzlar, 5. Geciktirme Yapıları ve Çığ Kapanı, 6. Çığ Tünelleri
ve 7. Bina Güçlendirme Teknikleridir. Şekil 7’de bir çığ tüneli görülmektedir. Bunların ayrıntısına burada girilmeyecektir.
Öte yandan Türkiye’de Afet Ve Acil Durum (AFAD)
Yönetimi Başkanlığı tarafından çığ öncesinde, çığ oluşabilecek alanlarda, çığ sırasında, çığ
sonrasında fertlerin alabileceği tedbirler internet ortamında yayınlamaktadır.Bu bilgi kaynaklarından bazı pratik bilgiler sağlanabilir.
Şekil 7 Bir çığ tüneli
8. ÇAYKARA’DA BEDDUALI ORMANLAR
Çaykara’da çığ ve taş düşmelerini önlemek için 3 tane
beddualı orman oluşturulmuştur.
Bunlar: 1. Ataköy Beddualı Ormanı, 2. Çambaşı Beddualı
Ormanı, 3. Demirkapı Beddualı Ormanıdır. Bu konuda 1999’da yazılan bir yazımı
aşağıya aktarıyorum (Ağıralioğlu, 1999):
“Ormanın
her türlüsüne pek çok yerde rastlamak mümkündür. Ama beddualı ormanlar galiba
sadece Çaykara’da vardır.
Çaykara’da
arazilerin eğimi genellikle dik ve denizden yükseklikleri fazla olduğundan, bol
yağışların da etkisi ile sık sık toprak kaymaları, taş ve kaya yuvarlanmaları
ile seller meydana gelir. Bu arada kışın çığ düşmeleri olur. Bu tehlikelere
karşı en etkili tedbir ağaçlandırma olmakla birlikte, acaba bu Çaykara’daki
beddualı ormanlar ne ola ki?
Çaykara’da
bilinen üç tane beddualı ormanın bir tanesi Çambaşı ile Yukarı ve Aşağı Kumlu
köylerinin yukarısındaki yamaçtadır. İkincisi Ataköy’ün yukarısında bulunur. Üçüncüsü ise Demirkapı Köyü-Aşağı Mahalle’nin yukarısında yer alır. Ormanların ilk
ikisinde ıhlamur, gürgen ve çam ağaçları hâkimken, diğerinde yükseklik fazla
ve iklim daha sert olduğundan daha çok çam ve kayın ağaçları mevcuttur.
Karadeniz
sahilinden Solaklı Vadisine girip Çaykara’ya doğru ilerlerken ilk karşınıza
çıkan tepe Çambaşı Beddualı ormanıdır. Demirkapı’da Beddualı Ormanın yanındaki
yamaçlardaki ormanlar 60 yıl önce tüketilmiş, orada 2000 metrenin üstündeki
arazilerde sadece Beddualı Orman korunabilmiştir (Şekil 8).
Bu
ormanların sahipleri yoktur. Hiçbir zaman korucuları da olmamıştır. Buralarda,
ağaçlar büyür, yaşlanır, kurur, devrilir ve yerde çürüyerek ötekilere gübre
olur. Fakat bu ormanlardan hiçbir kimse ne bir ağaç, ne bir dal ve ne de bir
yaprak alabilir. Hatta kurumuş, devrilmiş ve çürümeye yüz tutmuş ağaçlar bile
alınamaz. Sadece okul, cami, yol gibi hayır işleri için civar köylerin
görevlileri buralardan ağaç alabilir. Bu ormanlardan ağaç kesen veya herhangi
bir yaprak yahut ot alanlar için bölgenin büyük camilerinde ve Mekke’de beddua
yapılmış. Bunun için bu ormanların her biri halk tarafından “beddualı” olarak
anılır.
Şekil 8 Çaykara Demirkapı- Aşağı Mahallenin yukarısındaki Beddualı Orman
Bu
ormanlardan Çaykara İlçe merkezine en yakın olan Çambaşı Beddualı ormanını
biraz yakından tanıyalım. Bu ormanın etrafında 5-6 köyün arazisi vardır. Güneyi
ve batısında Çambaşı, ile Yukarı ve Aşağı Kumlu, kuzeyinde Maraşlı ve ondan
ayrılan Koldere, doğusunda Eğridere köylerinin çayır ve komları vardır.
Yaylalarla bağlantı sağlayan bir yaya yolu içinden geçmektedir. Sırtların
oluşturduğu zirvenin batı yamacındaki beddualı orman tepelere kadar uzanır.
Sırtların doğu tarafına bakan yamaçları çok sarptır. Kuzey yamaçları ise, çayır
olup çimenlik ortasında enine kazılmış hendek yerleri dikkati çekmektedir. Konuştuğum yaşlı kimseler bunların harp siperleri olduğunu tahminen söylediler. Olabilir. Acaba
çağ oluşumunu engellemek için yüzyıllar önce kazılmış hendekler olamazlar mı?
Çaykara’dan yaklaşık 6-7 km uzakta olan ve 1900 metre yükseklikteki bu
zirveden, Çaykara merkezi dâhil, 90 kilometre uzunluğundaki bütün Solaklı
Vadisi görünür. Hatta açık havalarda 30 km uzaktaki Karadeniz’den geçen gemileri
uzaktan seyretmek bile mümkündür. Bu sırtlar bölge tabiatının güzelliğini
temaşa etmek için çok mükemmel bir yerdir. Araba yolu bu zirvenin yaklaşık 400
m uzağından geçmektedir. İmkân olsa ve araba yolu bu zirveye kadar
uzatılabilse, halkın kolay ulaşabileceği çok güzel bir piknik ve dinlenme yeri
sağlanır.
İnsan
bu beddualı ormanlara gidince birden karşılaşılan manzaradan ürperir. Gerçek anlamda
balta girmemiş durumdadırlar. 40-50 metreyi aşan yüksek ağaçlardan gökyüzünü
göremezsiniz. Kurumuş, devrilmiş veya yan yatmış ağaçlar yürümenizi
zorlaştırır. Kızgın güneşli havalarda bile ormanın içi serin ve koyu
gölgeliktir. Sadece kuş ötüşleri ile yaprak hışırtıları duyulan seslerdir.
Yüksek kayaların altındaki mağaralara yabani hayvan olma ihtimalinden dolayı yaklaşmaya korkarsınız. Ormanın içi ağaç,
çiçek, ot, yosun ve ıhlamur kokuları ile ayrı bir dünya oluşturur. Birkaç kişilik
gruplar halinde, hiç değilse bir kaç yüz metre ormanın içine dalmanız tavsiye
edilir. Bu çok değişik turistik mekânları böylece tanımış ve yaşamış
olursunuz. Bu ormanlık alanların zirvelerinde geniş ufuklu manzara temaşa
etmeye uygun piknik yerleri vardır. Fakat alt yapıları geliştirilmeye
muhtaçtır.
Bu
bahsedilen üç bölgede eskiden ormanlar insanlar tarafından yok edilince, kışın
taş düşmeleri ve özellikle çığlar meydana gelirmiş ve aşağılarındaki meskûn
bölgelerde ve yollarda insanların can ve mal güvenliği kalmazmış. Öyle ki bu üç
yamaç da 30-40 derece eğimli ve denizden yükseklikleri 1500-2220 metre olduğundan
kışın 1-2 metre kalınlığa erişen kar yığınları oluşur. Bu kar yığınları
ilkbaharda yabani hayvanlar ve kuşlar tarafından oluşturulabilecek en ufak
bir kartopunun yuvarlanması ile büyük çığların meydana gelmesine sebep
olabilir. İşte bu çığ ve taş düşmelerini önlemek için atalarımız, bir vakıf
türü olarak bu ormanları oluşturmuşlar.
Çığ
yüzünden Dünyada her yıl yüzlerce insan ölmekte ve evler yıkılmaktadır. Çığ
oluşmasını önlemek için yukarıda belirtildiği gibi çığ yolunda tüneller yapmak, çığı başka vadilere
yönlendirmek, çığın top atışları ile önceden meydana gelmesini sağlamak, yol ve
evlerin üstlerini betonarme perdelerle kapatmak ve çığ oluşan yamaçlarda yapay
çukur ve tümsekler meydana getirmek gibi mühendislik tedbirleri alınmaktadır.
Modern teknolojinin elverdiği ölçüde bu tedbirler alınarak insanların can ve
mal emniyeti, pahalı da olsa, sağlanmaya çalışılıyor. Fakat en etkili ve kalıcı
tedbir atalarımızın yaptığı gibi çığ ihtimali olan yamaçların ağaçlandırılması
ve bu ormanların korunmasıdır. Başka metotlar pahalı olmaları yanında uzun vadeli ve kesin
çözüm değillerdir.
9. SONUÇ
Çaykara’nın yüksek kesimlerinde çığ meydana
gelme tehlikesi vardır. Bunlar can ve
mal kayıplarına sebep olmaktadır. Günümüzde, yörede
yüksek kesimlerde yazlık evler ve turizm tesisleri yapımı hız kazanmıştır. Ayrıca kış sporları yaygınlaşmaktadır.Çığ tehlikesi
olan yerlerde, özellikle imara yeni açılan Çaykara’nın yükseklerinde tesisler planlanırken,
bunlar çığ yataklarının dışında düşünülmelidir. Bölgelerde devlet tarafından çığ
risk haritaları hazırlanana kadar, çığ tehlikesi olan yerlerin belirlenmesi
için oralarda yaşamış bulunan yaşlı kimselerin tecrübelerinden faydalanılabilir.
Bu arada ayakta kalan eski evlerin yeri, çığ açısından güvenli kabul
edilebilir. Ayrıca çığ mevsiminde tehlikeli alanlarda bulunmamaya ve o yollardan
geçmemeye özen gösterilmelidir.
10. KAYNAKLAR
Ağıralioğlu,
Necati, Beddualı Ormanlar, Çaykaralılar Haber, Yorum ve
Kültür Sanat Dergisi, Sayfa:10-13, Yıl: 8 Sayı:13, Haziran 1999.
Coşkun, Mustafa, Uzungöl Çığ Yolları
Tanıtımı, ÇEM, Çığ Semineri, 25-27 Haziran 2012 Uzungöl, Trabzon.
Çelik,
Hüseyin E., Çığ Kontrolü, ÇEM, Çığ Semineri, 25-27 Haziran 2012 Uzungöl,
Trabzon.
Gürer, İbrahim, Doğal Afet Olarak
Kar, ÇEM, Çığ Semineri, 25-27 Haziran 2012 Uzungöl, Trabzon.
Yavaş,
Ömer Murat ve Şahin, Demet, Türkiye’de Çığ Afeti Zararlarını Azaltma
Çalışmaları, MMOB Afet Sempozyumu, 398-404.