İSTANBUL’DA
KEMAL
ŞEKER BULVARI
Necati
Ağıralioğlu
Geçen
gün araba ile Gaziosmanpaşa İlçesinde İstanbul Caddesinden bir bulvara geçerken
arabanın içindeki gençler bulvarın adının yazıldığı Kemal Şeker Bulvarı levhasının fotoğrafını çektiler. Peki, kimdir bu Kemal Şeker?
Kemal
Şeker, 1938 yılında Çaykara’nın Eğridere Köyünde beş kardeşin en küçüğü olarak
dünyaya geldi. Babası Dursun, aynı köyden Sofuzade (Ağıralioğlu) Mehmet Ağa’nin oğludur. Annesi Gülbeden, Huşo Köyünden Şakoğlu Ahmet Şahin’in (Şako)
kızdır.
Kemal
Şeker 8 yaşında babasını kaybeder. 1948 yılında köyde ilkokul açılınca 1 Nolu
haneden Kemal Şeker, 1 Numaralı öğrenci olarak okula kaydolur. Kendisi adete
toplumda her zaman 1 Numaradır. 5 yıl boyunca Hocası ve Okul Müdürü olan Mehmet
Akçelik’in elinden 1953’te diplomasını alır. Akranları Çaykara Ortaokuluna
kaydolunca o da annesinden okula kaydedilmesini ister. Israrları üzerine annesi “ Kemal, imkânımız yok, seni okula nasıl
kaydedeceğiz!” der. Bu konuşma sırasında evin avlusunda ben de yanlarındaydım
ve aynı evde yaşıyordum.
Kemal,
sarışın saçlı, mavi gözlü, güçlü ve cüsseli bir çocuktu. Mahallede çocukların
birbirleriyle güreştirilmesi adetti. Kemal, üç akranı ile aynı anda güreştirilir
ve bir aslanın yavruları ile oynaması gibi, üç akranını da yere yatırırdı.
İlkokuldan
sonra bir süre Trabzon’da sergi ile ticaret yaptı. Bir yıl kadar ağabeyleri le
Manisa- Akhisar’da bulundu. Bir ara Beykoz Deri ve Kundura Fabrikasında
çalıştı. Bu arada evlendi. 1958 yılında askere gitti.
Askerde
şoför kursuna kaydedilir. Verilen kitapçığı tamamen ezberlemiş ve yapılan
sınavda 100 üzerinden 100 almış. Komutanı sınav sonuçlarını açıklarken
“Karadenizli misin?” diye sormuş”. “ Evet” cevabını alınca, “İmla hatalarından
belli” demiş.
Askerlikten
sonra bir ara İzmir NATO Merkezinde çalışmış. Daha sonra akrabaları ile
birlikte Van’ın Özalp ilçesinde bir okul inşaatını tamamlamışlar.
1962’de
İbrahim Yaroğlu ile birlikte İstanbul, Küçükköy’e gider. Onunla bir süre
çalıştıktan sonra. Bir arkadaşı ile birlikte Küçükköy - Alibeyköy arasında bir
yerde bir mantar atölyesi açarlar. Bu atölye infilak edince ve işçilerden
ölenler olunca dikkatsizlik- tedbirsizlik gerekçesiyle 6 ay hapiste kalır. Bir
süre sonra atölyede yeniden patlama olur ve kendisi yanar. Üç ay gözleri
tamamıyla kapalı şekilde tedavi görür.
Çeşitli
kademelerde siyasetle uğraştıktan sonra, 1977 yılı seçimlerinde Küçükköy Belediye
Başkanı seçilir. Çok çalışkandır. Kendisinin uykusu çok azdır. Gün ağarmadan
kalkar, işine gider. Bir gün sabahın erken saatlerinde mahallelerde belediye
çalışmalarını ve çöp toplanmasını denetlemek için dolaşırken, sabah namazına
gitmekte olan aslen Bayburtlu yaşlı bir vatandaş kendisini görür ve yanına
gelir.” Başkan, madem bu saatlerde mahallelerimizi dolaşıyor ve çalışmaları
denetliyorsun, verdiğimiz reyler sana helal olsun” demiş.
Bu
arada bir hatıramı anlatmak isterim. 1977 yılında bir gün bir kitap yazarı,
bana “Senin amcan Küçükköy’de belediye başkanıdır. Orada bir fabrikadan Türkiye’nin
her tarafına misyonerlik mektupları gönderilmektedir. Bunu amcana haber verir
misin?” demişti. Küçükköy’de bir fabrikayı adres gösteren mektuplarda bir işçi
ağzıyla eskiden çok huzursuz olduğunu, ancak Hristiyan olduktan sonra çok mutlu
ve huzurlu olduğunu belirten yazılar gönderiliyormuş. Ancak mektuplar o zaman
pek ender kurumda olan IBM daktilosu ile ve kuşe kâğıda yazılıyor ve Beyoğlu
postanesinden postaya veriliyor. Türkiye’de o dönemde belirli semtlerde
kurtarılmış bölgeler oluşturulmaya çalışılıyordu.
Amcama
haber verdim. Hemen o fabrikayı ziyaret etmiş, yaptıklarını bildirmiş ve
patronuna derhal burayı terk etmelerini kendi üslubunca bildirmiş. Birkaç gün
içinde o fabrika tamamen boşaltılmış.
Belediye
başkanlığı döneminde bizzat Ankara’da merkezi yönetimleri, İller Bankasını ve
İstanbul Belediye Başkanlığını sık sık ziyaret eder. Altyapısı olmayan Küçükköy’de
yol, su, elektrik, kaldırım, kanalizasyon gibi alt yapı ihtiyaçları için maddi
destek ve makine parkı sağlamaya çalışırdı.
1980
ihtilali olunca bütün belediye başkanları görevlerinden alınır. Pek çoğu sorgulanarak
tutuklanır. Kemal Şeker için sadece iki şikâyet yapılmış.
Bunlardan
biri savcılığa yapılan bir ihbar. Soru: “Küçükköy Belediye Başkanlığınca
geliştirilen ve imara açılan Beşyüzevler semti arsalarının niçin çoğu
Çaykaralılara verilmiş” şeklindedir. Kendisi “Çaykara topraklarının çok kıt ve
gelirsiz olduğunu, bunun için oradan çok fazla müracaatta bulunulduğunu” beyan etmiş. Savcılık hemen takipsizlik
kararı vermiş.
İkinci
şikâyet askeriyeye yapılmış. Küçükköy Merkez Camii İnşaatına belediye olarak usulsüz
yardım yapıldığına dair şikâyet. Kemal Şeker, camii inşaatına verilen
desteklerin sadece malzeme nakli yardımı ve iş makinesi olduğunu, belediye
bütçesinden bir destek yapılmadığını bildirmiş. O dosya da orada kapanmış.
Kemal
Şeker Belediye Başkanlığından önce bir ara Kanaat Lokantası açmış. Kendisi
gerçekten kanaatkârdır. Bir ara inşaat müteahhitliği ve bazı ürünler için
imalatçılık yapmış.
Başkanlık
döneminden sonra da nalburiye gibi ticaret işleri ve inşaat müteahhitliği ile
geçimini temin etmiştir.
Kendisi
çok cömerttir. Muhtaç olanlara yardımı sever. Alçak gönüllüdür. Her zaman
elinde yedek bir para bulundurur.
Tam
bir cemiyet adamdır. Hala kimin hastane, hapishane, karakol veya belediye ile
ilgi meşru bir talebi varsa, o iş için koşar, koşuşturur, kendi işini ve
zamanını unutur. Saatler ve günlerini o insanın işi için harcar.
Çok
adildir. Haksızlığa tahammülü yoktur. Haksız olanları önce sözle ikna etmeye
çalışır. Sonra ikaz eder. İkna olmaz ve haksızlıkta devam ederlerse gereğini
kendi usulünce yapar.
Özellikle
görev yaptığı yıllarda ve belediye sınırları içinde terör olayları
tırmandırılmaktadır. Gerilimi artırmaya çalışan gazetecileri makamından kovmak,
kışkırtıcı sendika ağalarına meydan dayağı çekmek, suçlu olanları devlet memuru
olsalar dahi cezalandırmak gibi ona ait hikâyeler hala halk arasında anlatılmaktadır.
1960’lı
yıllarda arsasını alıp inşaatını kendisinin yaptırdığı Küçükköy’deki mütevazı
bir apartmanda çocukları ile birlikte yaşamaktadır. 4 kızı ve bir oğlu vardır.
Kemal
Şeker, 12 Aralık 2016 tarihinde hastalandı. Lakin felç durumu gittikçe iyiye
gidiyor. Topluma faydalı hizmetler sunan ve benim de yetişmemde emeği geçen
amcama Rabbimizden acil şifalar vermesini niyaz edelim.
XXXXX
İcraatta
adaletin timsali,
Devrinin
Hazreti Ömer misali,
Dindarlıkta
Çaykara’nın Kemal’i,
Selam
sana, şifa sana, gül sana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder