ÇAYKARA KALESİ

NECATİ AĞIRALİOĞLU
Taşören
Mahallesinin eski bir fotoğrafı
GİRİŞ
Eski dünya kıtalarındaki şehirlerin çoğunda tarihi
kaleler yapılmıştı. Kaleler kolay işgal edilmemesi için bazen bir dere, bazen
bir deniz kenarında bazen de yüksek bir tepede ya da bir uçurumun kenarında
inşa edilirlerdi. Savunma amacıyla yapılan ve kullanılan bu kalelerin top icat
edildikten sonra savunulmaları zorlaşmıştır. Bugün savunma etkileri
kalmamıştır. Bununla birlikte bunların çoğu kurumlar tarafından tarihi eser
olarak değerlendirilmekte, onarılmakta ve çeşitli maksatlarla kullanılmaktadır.
Fakat bazıları ise insan ve tabiat tahribatına açık olarak yıkılıp yok olmaya
terk edilmiştir. Bu yazıda Çaykara Kalesi hakkında bazı bilgiler verilecektir.
ÇAYKARA KALESİNİN MEVCUT DURUMU
Bu ikinci gruba giren Çaykara kalesi, Çaykara ilçe
merkezine yaklaşık 2 kilometre mesafede, bugünkü Eğridere ve Taşören mahalleleri
arasındaki dere kenarında ve derenin doğu tarafında Taşören arazisi içinde yaklaşık 400 metre rakımında bulunmaktadır.
Kalenin batısı dere, derenin bitişik arazisi de kolay geçit vermeyen bir
uçurumdur. İlçenin hatta Solaklı Vadisinin (eski adıyla Of Boğazının) en eski
tarihi eseridir. İlçe merkezinden araba ile 5-10 dakikada kaleye ulaşılabilir. Kalenin
bir fotoğrafı Şekil 1’de
görülmektedir.
Şekil
1
Çaykara Kalesi ve yolu
İnsan merak ediyor. Bu kaleler faal iken
birbirleriyle bağlantıları var mıydı? Kaleden bahsedince aklıma kale sözü ile
başlayan ve yörede yaygın söylenen türkü geldi:
Kaleden
kaleye şahin uçurdum,
Ah
ile vah ile ömür geçirdim.
Bu türkü acaba bir kale komutanı ya da kalebentlerin
ağzından mı dile getirilmiş? Bilindiği gibi, eskiden kaleler arasında hızlı
haberleşme, eğitilmiş kuşların bir ayağına bağlanan pusulalarla karşılıklı kaleden
kaleye uçurulması ile sağlanırmış. Bu türküyü dinleyince Çaykara kalesi içinde
horon oynayan insanları hayal ederim. Bu türkünün ritmiyle oynanan Çaykara
horonu diğer yörelerinkinden biraz farklıdır, daha hareketlidir. Oyuncular yan
yana birbiriyle mesafeli durarak el ele tutuşur. Müziğin ritmiyle ayaklar
hareketlenir. Oyuncular bu hareketlerle devamlı ilerleyerek bir çember
etrafında dolaşır. Bu horon gençliğimizde en çok severek oynadığımız ve
heyecanlandığımız oyundu.
Çaykara kalesi son 50 yılda bile, çocukluğumuzdaki
halinden bu yana daha da harap hale gelmiştir. Bugünkü yerleşimlerden uzak
olduğu için definecilerin tahribatına uğramıştır. Kale duvarları yörede yerden
çıkarılan taş malzemenin kireç harcı ile örülmesi ile yapılmıştır. Güneydeki
duvarlar 3-4 metre, güney doğusundaki kule yaklaşık 5 m yüksekliktedir. Diğer
taraflarda kalan duvarların yüksekliği sadece 1-2 metresi kalmıştır. Duvarların
temelleri ağaç kökleri ve çalılarla giderek bozulmaktadır. Duvar kalınlıkları
2-3 metre arasında değişmektedir. Ana kapısının olduğu doğu cephesinde yaklaşık
10 metrelik duvar tamamen yıkılmış ve kapı yeri kaybolmuştur.
TARİHİ BİLGİ
Kalenin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı
bilinmiyor. Cenevizliler tarafından yapıldığı söylenirse de Cenevizlilerin Cenova’dan
gelip bu kadar içerdeki vadiye girip bu tesisi yapması pek mantıklı görünmüyor.
Ne için yapıldığına gelince bu tesis ana yollar
üzerinde olmadığına göre onun kervanların emniyeti için yapılmış olması az
ihtimaldir. Yapılış amacı belki de etraftaki
ahalinin bir tehlike halinde beylerinin başkanlığında kaleye sığınmaları
olabilir. Çaykara ile ilgili, daha
doğrusu Solaklı Vadisi ile ilgili yazılı belgelerde kale ile ilgili bir bilgiye
rastlanmamaktadır. Osmanlı Döneminden önce yapıldığı kesin olmakla birlikte,
kale ile ilgili elde yazılı bir belge henüz bulunmamaktadır.
Osmanlı Döneminde Of ve Çaykara tarihi ile ilgili
ilk arşiv belgesinin tarihi 1486’dır. Yani Trabzon’un fethinden 25 yıl sonra
Çaykara ve Dernekpazarı yerleşim yerleri ile ilgili bilgilere ulaşılmaktadır.
Bu konuda Hasan Umur ve Dr. Hanefi Bostan önemli yayınlar yayınlamışlardır.
Ayrıca Haşim Albayrak ve Cafer Can gibi araştırmacılar da bu konuda çalışmalar
yapmışlardır.
1486 tarihli belgeye göre Çaykara’da 4 köy adı yer
alır. Bunlar: 1. Gorgora, nam-ı diğer (diğer adı) Paçan, (Eğridere), 2. Holaysa
(Yeşilalan), 3. Paçan (Maraşlı) ve 4. Zeno
(Ulucami)’dir. Ayrıca Solaklı Vadisindeki bugünkü Dernekpazarı ilçesine bağlı
olarak 3 köy adı belgede geçmektedir. Bunlar: Kondu, Oflare (Visir) ve Kaçal
adlı yerleşim yerleridir.
ÇAYKARA KALESİNİN ÇEVRESİ
Çaykara kalesi o vesikada adları geçen Yeşilalan ve
Eğridere mahalleleri arasındadır. Bu iki mahalleyi aralarındaki Eğri Dere
ayırır. Bunların yaylaları da bitişiktir. Kalenin etrafı gerçekten yörenin
yerleşime en uygun mekânıdır. Yeşilalan güneye bakmakta ve oldukça düzdür.
Eğridere ise doğuya bakmakta ve kırmızı renkte verimli toprağı dikkati
çekmektedir. Burası soğuk kuzey ve özellikle kuzey batı rüzgârlarına kapalıdır.
Çanak şeklindeki bu küçük havza, soğuk rüzgârlardan bir nevi korunmuş ve burada
diğer yerleşimlere göre daha az nemli, daha çok güneşli bir mikroklima (Küçük
iklim alanı) meydana gelmiştir. Yerleşilen arazinin rakımı 400-800 metreler
arasında değişmektedir. Her iki mahalle de ekip biçmeye müsaittir. Eğridere
Mahallesi resmi Şekil 2’de
görülmektedir. Şekil 3’de ise
Yeşilalan Mahallesi fotoğrafı verilmiştir.
Rivayete göre yörenin beyi, bütün vadiye hâkim durumda
olan Gorgora’da yaşarmış. Atabekler tarihinde Gorgora ismi zaten bey adıdır.
Mesela Eğridere köyünde derenin batısında kalan ve doğuya bakan en verimli
tarlaların olduğu yerin bugünkü adı Vasılaçtır. Vasılaç beye mahsus, krala ait
demektir. Eğridere’nin en eski ve belki de ilk mahallesi bu tarlaların başında
kurulmuştur. Kral da mahallenin başındaki tepede (Kaban) otururmuş. Bir tehlike
anında etraftaki ahaliye işaret verilir ve onların hızla kalede toplanması
sağlanır, canları korunurmuş. Yine rivayete göre Alaysa yaylasında sağılan süt,
döşenmiş olan künk borularla taze olarak kaleye iletilirmiş.
Şekil 2 Eğridere Mahallesi resmi
Şekil 3 Yeşilalan Mahallesi resmi
BAZI YERLEŞİM YERLERİ VE ADLARI
1486 tarihli belgeye göre Eğridere’nin bir adı da
Paçan’dır. Herhalde o dönemde Eğri Derenin batısına Paçan denmektedir. Paçan
saçılan demektir. Gerçekten Paçan’dan (Nefs-i Paçan, bugünkü Maraşlı)
Şinek-Paçan (Ataköy), Şur-Paçan (Şahinkaya), Mezire-i Paçan (Taşlıgedik), Yukarı
Kumlu, Aşağı Kumlu, Koldere köyleri türemiştir. Daha sonra Çambaşı Taşkıran,
Köseli, Şerah ve diğer köyler aynı
şekilde tarih içinde Paçan’dan yayılarak ortaya çıkmıştır.
Yeşilalan’dan, Kabataş, Baltacılı, Işıklı, Kayran,
Taşören ve Yükselen mahalleleri ayrılmıştır. Şekil 4 ‘e Taşören Mahallesi resmi görülmektedir.

Yüksek kesimlerdeki Derindere, Çayıroba, Arpaözü ve
Demirkapı köyleri Azerbaycan gibi uzaklardan gelip yerleşenlerle şenlenmiştir.
Osmanlı döneminde bütün bu yerleşim yerlerine zaman
içinde pek çok aile göç ettirilip zorla iskân ettirilmiştir. Yöredeki bazı yer
isimleri dikkati çekmektedir.
Gorgora, Atabeklerde Bey veya kral ismidir. 1268
yılından sonra Ahiska, Ardanuç, Artvin, Ardahan ve Oltu dolaylarında 300 yıldan
fazla hüküm sürmüş atabekler Osmanlı’ya ve özellikle Yavuz Selim’e seferlerde yardım
etmişlerdir. Atabekler zamanla Müslümanlığı kabul etmişler. Onların döneminde
Gorgora adlı 5 tane bey veya kralları hüküm sürmüştür.
I Gorgora
(1334-1361)
II. Gorgora (1451-1466)
III. Gorgora (1487-1498)
IV. Gorgora (1516-1545)
V. Gorgora (1573-1578).
Paçan, saçan, saçıcı demektir. Onun yaylası Saçanoba
olmalı. Şur vey şor çorak arazi demek; Huşa tarla manasına gelir. Şerah açılmış,
geniş yol demektir. Bilindiği gibi Rumcada Ş harfi yoktur. Burada bahsedilen
isimler Rumcaya tercüme edilirken ş’ siz telaffuz edilmişlerdir.
Zeleka kelimesi Mushaf’ta Kehf Süresinin 40.
Ayetinin sonunda geçer. Zeleka kaskatı, kaypak (toprak) demektir. Gerçekten
Taşören Mahallesinin batıya bakan arazisi diktir. İnsanlar burada, ekim
sırasında toprak aşağıya kaymasın ve azalmasın diye tarla sonlarına taş
duvarlar örmüşlerdir. Belki de bunun için mahalleye Taşören adı verilmiştir.
SONUÇ
Yazıyı fazla uzatmayalım. Yok olmak üzere olan
tarihi Çaykara kalesine bir an önce sahip çıkmamız lazım. Önce kalenin restitüsyonu
(eski halinin araştırılıp kağıt üzerine orijinaline uygun resmedilmesi)
yapılmalı, sonra restorasyon için mali kaynak bulunmalı. Daha sonra orada
insanlara en iyi nasıl hizmet verebileceği belirlenmelidir. Kale Çalışmaları
için Çaykara Kaymakamlığı ve Çaykara Belediyesinin mali kaynak bulması zor
olabilir. Bu bakımdan önce proje hazırlanmalı ve projeye dayanarak mali kaynak
temin yoluna gidilmelidir. Restore edilmesi halinde Çaykara Kalesinin İlçe
turizmine önemli katkıları olacağı tahmin edilmektedir. Ziyaretçiler tarafından
kalenin birkaç yüz metre yakınında Eğridere - Taşören mahalleleri arasındaki
derenin üstünde bulunan kiremit örtülü ahşap köprü ve su değirmenleri de
ziyaret edilebilir. Şekil 5’de üstü
örtülü ahşap köprünün resmi görülmektedir.
Şekil 5 Eğridere - Taşören mahalleleri arasındaki derede üstü kiremitle örtülmüş ahşap köprü
Kaynaklar
Yıldırım,
Ali, 2010. Tarihi Gelişimi ile Holaysa, 24 Aralık 2010 Cuma Saat 23:39.
Tuncer, İbrahim, 2007. Foto galerisi,
Umur, Hasan,
1951. Of Tarihi ve Of Muharebeleri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder