30 Temmuz 2017 Pazar

ÇAYKARA'DA BİR KAYMAKAM VE SÖZLÜ KÜLTÜR-IV

ÇAYKARA'DA BİR KAYMAKAM  VE SÖZLÜ KÜLTÜR-IV
Necati Ağıralioğlu

(Önceki yazıdan devam)

Özer Türk'ün yaptırdığı sadece turizm tesisleri değildir. Sason'a su getirdiği, Varto'ya çeşitli hizmetler yaptığı bilinmektedir.

Özer Türk’ün ölümü üzerine yazılan bir yazıdan bazı kısımları aşağıya aktarıyorum.
“Bütün bu projeler, fikir safhasından, anahtar teslimine kadar Özer Türk'ün alın teriyle meydana gelmiştir. Ankara'da kapı kapı dolaşarak projelerini bürokratlara anlatmasından, memur ve askerlerin aylık beş biner, on biner liralık taksitlerini cimrice değerlendirip 6.500 konutu yaşanır halde sahiplerine teslim edinceye kadar Özer Türk uğraşmıştır.

Bu kadar konut için arsa alan, 6.500 konut inşa ettiren Özer Türk,  bütün bu çabaları boyunca ne bir arsa spekülasyonu yaptı ve ne de müteşebbis payı olarak bir kaç konut sahibi oldu. Bunca villa yaptırdı, fakat ne kendisine ne akrabalarına bir hisse ayırdı.

Onun içindir ki, 57 yaşında öldüğünde, ailesi gazetelere kendi imkânlarıyla küçücük bir ilan vererek ölümünü duyurmaya çalıştı. Belki bunun için ölümünü çok kimse duymadı.

Özer Türk'ün tek başına gayretiyle ortaya çıkan, Türkiye'nin en güzel tatil yörelerindeki bu 6.500 konutun sahipleri arasında, Türkiye Cumhuriyetinin eski ye yeni başbakanları, bakanları, milletvekilleri, ordu kumandanları, generalleri, emekli üst düzey bürokratları ve emekli ve üst düzey ordu mensupları vardır.

Özer Türk, Muğla Valiliğinden istifaya zorlandı. Emeklilik hakkini kazanmak, hizmetlerini 25 yıla tamamlamak için İstanbul Turizm Bölge Müdürlüğünde memur olarak çalıştırıldı. Özer Türk, önce kaymakam, sonra vali idi. Tamamı biten 6.500 konutu ne müteahhit olarak, ne de komisyoncu olarak planladı, inşa ettirdi. Tek geliri devletten aldığı maaştı.

Özer Türk Türkiye'de toplu konut hareketinin öncüsüdür. Hem de hiç bir iştirakçiyi zarara uğratmayan, her iştirakçiyi mutlaka konut sahibi yapan, her iştirakçiye ödediğinin çok üzerinde değerde mülk kazandıran bir öncü.

Özer Türk'ün yaptıklarını başka ülkeler gördüler. Takdir ettiler. İspanya Hükümeti, Izabella Catolica nisanının Şövalye ve Altın Salip rütbelerini verdi. Belçika Hükümeti, Fransa Hükümeti onu liyakat nisanlarıyla ödüllendirdi. Ama Türk hükümetleri onu bir köseye itti...”

Özer Türk’ün Burhaniye Kaymakamlığı döneminde yüksek yerlerdeki köylere atla çıktığı, meşin çizme giydiği, halka zulmeden eşkıyaları köy meydanında toplayıp dövdüğü,  yolsuzluk yapan bir kişiyi çarşıda yere serdiği evlerde ve köy kahvelerinde hala anlatılır.

Bir yazıdan bir parça daha ekleyelim (Dünya, 1986):
Özer Türk’ü bir kere de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesindeki maliye hocası Bedri Gürsoy’un ağzından dinleyelim. Bedri Gürsoy, bir zamanlar Ar - Tur’da oturmuş ve yönetim kurulu başkanlığı da yapmıştır.  Profesör Bedri Gürsoy, Özer Türk’ün ölümünün hemen arkasından yazdığı ( Bir kahramanın ardından ) adlı yazısında şöyle anlatıyor öğrenicisi Özer Türk’ü: 

Özer Türk mezuniyetinin ilk yıllarında Doğu Anadolu’da bir kasabaya, Varto’ya kaymakam olarak atanır. Ben de o zamanlarda geçici olarak oralara yakın bulunuyordum. Tanıdığım bir köylü vatandaşımız Varto kaymakamlığında işi olduğundan benden yardım ister. Sıcak bir yaz günü idi. Köylü kardeşime dedim ki:
Filan yere git, kaymakam beyi bul, benden selam söyle, senin işini hemen yapar. “
Köylü gitti; uzun bir aradan sonra kan ter içerisinde geri geldi.
“Yahu hoca, bu sıcak ramazan gününde oruçlu, oruçlu beni gönderdiğin yerde kaymakam bey diye biri yok; orada okul mu,  ne yapılıyormuş. Orada kaymakam beyin işi ne?”
 Ben kendisine dedim ki:
Yok, yok, kaymakam bey oradadır. Sen oraya tekrar git,  inşaata yaklaş; kaymakam bey, kaymakam bey diye bağır, o seni duyar, yanına gelir.”
Çarnaçar kalan köylü oraya tekrar gider ve döndükten sonra gördüklerini  şöyle anlatır:
 “Oraya, okul yapılan yere tekrar gittim. Gaymakam bey, gaymakam bey diye bağırdım. Üstü çıplak, çamurlara bulaşmış iri kıyım biri kalktı.
Buyur bey bir emrin mi var” dedi.
“ Yok,  yok, ben gaymakam beyi arıyom” dedim. 
Kaymakam benim, gel yanıma; sen emrini söyle.”
 Cumhuriyet kaymakamı, orada okul yapımında,  çamurdan harç yapıyor, kerpiç döküyor, okul yapılırken köylüye yardım ediyordu.

Mülkiyeliler Kitabı’nın VI. Cildinin 3382 nolu sayfasında Özer Türk'ün 1960 yılında yazdığı şu şiir sanki kendini tarif eder:
O, bir dağ çiçeğiydi, içi sonsuza hür..
Yeller önünde savurarak.
Yitirdi ömrünü..
Çabucak açıverdi,
Soluverdi çabucak...
Mutluluk aramıştı boşuna,
Yabancı çevresinde...
O bir dağ çiçeğiydi..

Özer Türk, Türkiye’de pek çok eser vererek iz bırakanlar arasına girdi.

Kaynaklar

Çaykara Kaymakamlığı, 26 Eylül 2016.
Dünya, Özer Türkün Ölümü, 12.04.1986.
Efsane Kaymakam ve Kuşadası Turizminin Öncüsü-Özer Türk   

Milliyet, 1 Ekim 2009.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder